Özgürlük Ama Nasıl?
Özgürlük veya hürriyet nereden bakarsanız bakın bugün Türkiye’de de dünyada da en çok konuşulan kavramlardan biri.Özel ve alımlı bir yanı var çünkü özgürlük biraz da hava gibi varlığı hissedilmeyen ama ihtiyaç duyulan ancak yokluğunda bizi huzursuz eden veya öldüren bir şey.Peki biz özgür bir ülke ve gelecek isterken özgürlüğe nasıl bakıyoruz bugün onu Isiah Berlin’in ‘özgürlükler’ tanımlaması üzerinden anlatmak isterim.
Öncelikle Berlin’e göre özgürlük pozitif ve negatif olmak üzere iki türde incelenebilir ancak belirtmek de gerekir ki bu iki tür birbiriniz zıttı değil tamamlayacısıdır.Negatif özgürlük klasik anlamdaki özgürlük kısıtlamalarına tekabül eder yani özgürlükleri kısıtlayan direkt sebeplere bakar ve bunları sorumlu tutar.Yani bir anlamda özgürlüğün incelendiği olaya ‘ne(ler) beni özgürlükten men ediyor’ sorusunu sorar.Pozitif özgürlük ise özgürlüğün kısıtlandığı alana ‘hangi kişiler/kurumlar veya kurallar beni men ediyor’ sorusunu sorar.Yani bir anlamda pozitif özgürlük kural koyuculara ya da sistemi işleten kurumlara odaklanarak özgürlükler problemini onlarda arar/sorgular.Bu bağlamda işleri kolaylaştırmak için bir analoji ile devam etmek istiyorum: kendi iradeniz dışında bir odaya hapsedildiğinizi düşünün bu oda dış etmenlere kapalı (izole) bir şekilde sadece sizi içeriyor,hür iradenizle odadan çıkmanız gerekiyor ancak kapılar ve duvarlar aşamayacağınız şekilde güçlendirilmiş ve kitlenmiş; böyle bir durumda negatif özgürlükler penceresinde sizi özgürlüklerinizden alıkoyan engeller/amiller duvarlar ve kapılardır ve sizi direkt olarak engellerler ancak pozitif özgürlük çerçevesinden bakarsanız özgürlüğünüz sizi o odaya kapatan ve kapıları/duvarları sizi engellemek için güçlendirenler tarafından kısıtlanmıştır.Berlin bu bağlamda devlet-birey ilişkisini incelerken de kanunlar kurallar kadar kurum ve yöneticileri de özgürlükler meselesinde muhattap kılmayı amaçlamıştır zaten. Devamı gelecek...........
Yorumlar
Yorum Gönder